Hacer (Nurgül Yeşilçay), Bekir (Atıf Emir Benderlioğlu) ile birlikte olur, ancak Bekir genç kızı terk eder. Bu, Hacer'in ailesinin kabul edebileceği bir şey değildir. Hasan Hoca (Cem Özer), Hacer'i hem ailesinin, hem de çevresinin gazabından korumak üzere nikahına alır. Hasan Hoca, Bekir'in günahını yıllarca sırtında taşır. Bunu Allah'ın sınavı kabul eder. Onca yoksulluğuna rağmen Hacer'e ve kızına karşılık beklemeden bakar. İki tarafın da kabullendiği yaşam, Hasan Hoca'nın küçük bir tren istasyonuna imam olmasıyla değişir. Hoca, hiç ummadığı bir şekilde Bekir ile karşılaşır...

On the first day of Ramadan, Hasan arrives at a railway station in the middle of the Anatolian wilderness with his wife, Hacer, and their young daughter. He has heard that the small station community needs an imam to lead the prayer ritual and teach the children Koran during the holy month. Before too long, realizing how aloof he is with his wife and daughter and through a series of events, the townspeople decide that for all his impassioned preaching, his mellifluous calls to prayer and committed worship, Hasan is essentially a cruel and heartless man and they start to develop an almost hostile attitude towards the imam.