Film, bir ailenin tüm fertlerinin bir haftasonu yemeği toplantısında gelişir. Anne-baba, iki oğulları, iki kızları ve torunlar. Mutlu bir aile tablosuyla başlayan haftasonu, her bireyin kendi hayatındaki sorunların ve birbirleriyle çatışmalarının su yüzüne çıktığı beklenmedik bir şiddetin baş gösterdiği gergin ve hüzünlü bir hesaplaşma sürecine dönüşür... Gündelik şiddet, her bireyin içinde barınan potansiyel şiddet, microcosmos olarak anılan ailenin yaşadığı yıkıcı ve acımasız çatışma... Bütün insan ilişkileri, gerilmiş bir ipin üzerinde yürümek kadar zor korunabilen hassas dengelerde ilerlemektedir. Bu dengeler, küçük bir kıvılcımla patlamaya hazır olan bastırılmış nefret duyguları karşısında bozulur. Ama birden parlayan kalabalık ve vahşet, yerini kolayca sessizliğe ve hoşgörüye bırakabilir. Taa ki, o hassas dengeler beklenmedik bir anda, en küçük bir nedenle yeniden bozulana kadar...